top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıPsikolog Sibel Bora

AYNA NÖRONLAR VE EBEVEYNLİK

Güncelleme tarihi: 26 Ağu 2021

Birinin su içtiğini görünce susar mısınız? Ya da birisinin esnediğini görürseniz esner misiniz? Bu tepkilere ayna nöron araştırmaları ışık tutuyor. 1990'lı yıllarda bilim insanları, makak maymunlarını beyindeki nöronların (sinir hücrelerinin) nasıl çalıştığını anlamak amacıyla incelediler. Maymunların kafalarına tek tek elektrotlar bağladılar ve maymunlar fıstık yerken belli bir bölgenin ateşlendiğini gördüler. Bu, şaşılacak bir şey değildi, bilim insanlarının da beklentisi bu yöndeydi. Ancak bu esnada bir bilim insanı bir fıstık alıp maymunun önünde yemeye başladığında, maymunun beyninde de sanki kendisi fıstık yiyormuş gibi aynı bölgedeki nöronların ateşlendiği fark edildi. Maymun bir olayı izlerken, o olayı sanki kendisi yapıyormuşçasına beyin bölgeleri aktifleşiyordu. Bunun sonucunda ayna nöron çalışmaları insanlarda da araştırılmaya başlandı.

Burada önemli olan nokta, ayna nöronların sadece niyet ve amaç taşıyan davranışlara tepki veriyor olması. Yani elimizi havada rastgele salladığımızda ayna nöronlar aktive olmazlar. Ama birisini görüp de elimizi havaya kaldırdığımızda karşıdaki kişi buradaki niyeti anlar ve ne olacağını kestirir. Dolayısıyla onun beyninde de bu durumla ilgili ayna nöronlar ateşlenmeye başlar.

Tüm bunlar size bir şey anımsattı mı? Mesela empatiyi? Tüm bu çalışmalar sonucunda ayna nöronların empatinin kökeninde olduğu düşünülüyor. Aslında beynimiz oldukça sosyal bir organ. Bir ebeveyn çocuğuna empati, düşünce becerileri, problem çözme becerileri, kendine güven gibi konuları "yaşayarak ve yaşatarak" çocuğunda da inşa edebilir. Çocuğun beyninde kendiliğinden oluşma ihtimali az olan bağlantıları belli tutum ve davranışlarla ortaya çıkarabilir. Tüm bu ayna nöron çalışmaları gösteriyor ki, belli bir amaç taşıyarak yapılan davranışlar, karşımızdaki kişinin beyni tarafından birebir taklit edilir. Yani "çocuğuma empatik düşünebilmeyi öğretmek için böyle davranıyorum" bilinciyle yapılan her hareket, amaçsız bir davranışa kıyasla daha çok taklit edilme ve daha iyi öğrenme şansına sahip olabilir. Çocuklarımızın empati yapabilen, sosyal beyni gelişmiş, problem çözme yetisine sahip, duygularını fark edip düzenleyebilen bireyler olmasını istiyorsak ona sunduğumuz ebeveyn tutumlarına dikkat etmeli, çocukla ilişkide kalmalıyız. Son yıllardaki araştırmalar gösteriyor ki çocuğun zihinsel gelişiminde duygusal etkileşim ve insan ilişkisi deneyimleri çok daha büyük bir etki yaratıyor.


24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page